Kim kimi kafalarsa
Bugünlerde çok sorguluyorum. Hayatı, aşkı, insanları, kendimi, inançları, bakış açılarını… ‘Didik didik etme’ konusunun suyunu çıkarınca saçma sapan uçlara gidebiliyor saf niyetim… Gerçekten hissetmesem de, bir an gelip beni yakalayan cümlelerle, sarabiliyorum sevdiklerime. Oysa kural basit… “Sorgulama, gönlünce yaşa…” parolamız olmalı, değil mi?..
Ancak insanız, zaaflarımız hortluyor bazen ve içimizi dışımızı, oramızı buramızı kemiren saçmalıkların esiri olabiliyoruz hiç gerek yokken. Sabırlar diliyorum…
Bununla bağımlı sayabileceğimiz bir başka konu da şu… Bazen içsel karmaşalara öyle dalıyoruz ki, birilerini beğendiğimizi gösterelim derken, yalakalık noktasına ulaşılabiliyor, samimiyeti kaybedebiliyoruz. İnanın o kadar da belli oluyor ki bu durum.
Güzellik göreceli bir kavram, bana güzel gelen başkasına ‘anında kaçma’ hissi verebilir. Başkasının sevdiğini ben beğenmem. Veya ‘ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca…’ Bu da bir seçenek…
Bunca lafı, az sonra anlatacağım hikaye yüzünden salata yaptım size. Okuyun bakalım…
Bugün kendimi biraz halsiz hissediyorum. Halsizliğim, mevsimden diyelim ve de girişte bahsettiğim içsel sorgulamalardan… Hafif bir makyaj yaptım ama bakımsızım düpedüz. Günü sakince geçireyim derken kapıdan iki kişi girdi. Ofiste girip çıkmadıkları oda bırakmamak gayretiyle dolaştıklarını zaten daha önce farketmiş ve umursamamıştım. Oturmalarını rica edip, konuklarıma kahve söyledim…
Zoraki gülümsemelerle “Nasılsınız, iyiyiz” muhabbetlerini yapıp fasulyenin faydalarını irdelemeye başladık. Önerilerini usulca yapacaklar, önce girizgah… Odaya sağa sola bakınıp benim ‘ne çeşit’ biri olduğumu sezmeye çalıştılar önce. Yazı tahtasındaki İngilizce çalışmamızı görünce ‘Kendini geliştirme çabasında’ etiketini verip nabız yoklama safhasını geçtiler. Sonra konu benim yaşıma geldi… Kadın, “20 yoksunuz değil mi?” dedi.
Küstahça gülümsedim ve “30 yaşındayım” dedim. Şoke oldular… Kadın, “Hadi yaa, olur mu hiç göstermiyorsunuz…” şeklindeki klasik geyik muhabbetlerini yaparken yanındaki genç adamdan çalışma arkadaşına yönelik şu cümleler döküldü… “Aynı yaştasınız, siz yaşınızı gösteriyorsunuz ama bayan hiç göstermiyor…”
Bayan ben oluyorum bu arada… Kadın benimle ilgili muhabbetine nokta koyup arkadaşını paylamaya girişti… Sonuç mu kahveler gelmeden kalkmak istediler yanımdan. Kim olduklarına gelince, bir bankayı temsilen buradaydılar, dertleri de bana kredi kartı vermek veya kredi çektirmekti.
Üzgünüm ama iki ay önce kartını kapattığım bankayla yeniden kanka olacak değildim. Eminim benden nefret etti kadın… Zira, giderken arkasına bile bakmadı. Buradan onlara ekmek çıktı mı bilmem ama sayelerinde bu yazıyı yazabildim. Çifte kavrulmuş bugünkü şansım J
Herkesin hayatı kendine. Önemli olan iyi hissetmek… Bu yüzden birilerine samimi olmaya çalışırken, gerçekten hissedilmiyorsa samimi olunmasın, daha iyi. Yoksa kredi kartı vermek için bana iltifat edilmesinin samimiyetten farklı bir amaç taşıdığını daha açık anlatmama gerek yok sanırım…
Sevgiyle kalın… (31.01.2013)