Anasayfa Yazılar Yazı ihmale gelmez…

Tarihe baktım da epeydir ihmal etmişim seni.
Ama yazı ihmale gelmez öyle değil mi?
Bunu düşünerek yeniden dokundu parmaklarım klavyenin tuşlarına ve başladım dökülmeye…
“Dökülmeye” dedim evet, farkındayım…
Bu aralar tam da ‘dökülme’ halindeyim…
Bazen harika, bazen de karışık hissediyorum kendimi.
Hayat gibi…
Bazı yokuşları tırmanmak gerekiyor ya bazen, bilirsin. İşte ben de bu yolu aşmaya çalışıyorum.
İyiyim aslında, umutluyum.
Yine de bazen yorgunluğa bırakıveriyorum kendimi, elimde değil…
Bugün odamın penceresine vuran güneşle ısındım. Sevindim, hem de çok…
Bahar geldi ya, bundan sonra değmeyin keyfime…
Eee coştukça coşarım ben artık, sana yazar da yazarım…
Sustuklarımı, daha doğrusu susmak zorunda kaldıklarımı yazarım.
Çok ve boş konuşuyorum ya hani, susarım işte… Ben susarım, sen okursun beni…
Ben uyurum dizinde, sen başımı okşarsın…
Vee güneşle birlikte bahara çevirirsin umudumu.
Ne güzel olur…
İyi ki varsın… Özlemişim… (01.03.2013)

Bir Yorum Yazın


dokuz + = 15