Anasayfa Yazılar İyi ki varsın babacığım, Seni Seviyorum…

Dünyanın en güzel duygusu…

Gözlerini açtı ve saate baktı. Saat, sabahın 7’sini gösteriyordu. Pazar günüydü…

Tatil olmasına rağmen bu kadar erken uyanmasına şaşırmadı. Henüz 10 yaşlarında bir çocuktu ve okula gitmekte ne çok zorlansa da haftasonları o derece erken uyanır, televizyon karşısına geçer, en sevdiği çizgi filmlerini izlerdi. O pazar da erken uyandı, ancak bu kez durum biraz farklıydı. Heyecanlıydı, içi içine sığmıyordu…

Elini yüzün yıkayıp kendisini sokağa attı. Güneş parlıyor, güzel bir gün olacağını müjdeliyordu. Sokağın köşesindeki markete gidip, taze ekmek ve babasının her gün keyifle okuduğu gazeteleri aldı.

Eve döndü, annesini mutfakta çayı hazırlarken buldu. Bir önceki geceden sözleşmişlerdi. Babasına sürpriz yapacaklar ve güzel bir kahvaltı hazırlayacaklardı. Annesiyle birlikte şarkılar söyleyerek harika bir sofra kurdular, evlerinin girişindeki bahçeye. Babasının yoğun emekle güzelleştirdiği bahçenin giriş kapısındaki hanımeli çiçeği, sabaha tazelik katıyordu adeta. Mutfaktaki tıkırtılara uyanan babası, tam zamanında uyanmıştı. Gülerek olan biteni izledi. Bir süre şakalaştılar oğluyla ve böreklerin de pişmesinin ardından hep birlikte sofraya oturdular.

Küçük çocuk, annesi ve babasıyla ne kadar mutlu olduğunu düşündü. Onların yanındayken zaman duruyordu sanki. Minik yüreğiyle binlerce kez teşekkür etti Allah’a. Kahkahalara mola verdikleri bir anda babasına döndü, “Babalar günün kutlu olsun babacığım. İyi ki benim babamsın, seni seviyorum…”

Babasının gülümseyen yüzünden bir an, kısa bir an bir bulut geçti sanki. Hüzünlendi koskoca adam… Ve ağlamaya başladı aniden… Çocuk şaşırdı, babasını hiç böyle çaresiz görmemişti. Ne vardı şimdi ağlayacak? Bir süre sonra kalkıp yerinden, babasının yanına gitti, elini sıkıca tuttu ve sımsıkı sarıldı… Adam kendini biraz toparlayıp konuşmaya çalıştı. Kelimeler boğazında düğümleniyor gibiydi. Oğlunun başını göğsüne dayadı ve konuşmaya çalıştı. Günah çıkarıyor gibiydi sanki… “Oğlum, canım yavrum. Ben babamı hiç tanımadım, öldüğünde bebekmişim. Babası olan çocuklara hep özendim. Çocukluğumda, her akşam rüyamda babamı görmek için erkenden yatardım. Sonra büyüdüm ama bir yanım hep eksikti. Bir insan, annesi babası öldüğünde büyür derler, doğru mu bilmem ama galiba ben, bu yüzden çocukken büyüktüm. Şimdi seni gördükçe, gözümün önüne, içimi sızlatan çocukluğum, geliyor.  Sen bana ‘baba’ dediğinde, sanki ben sen oluyorum. Bu başka bir duygu, anlatamam. Bildiğim tek şey var ki, birinin insana “baba” demesi, dünyanın en güzel duygusu… İyi ki hayatımdasın canım oğlum”…

Hikaye burada bitiyor. Tamamen ben uydurdum.  Gerçekte böyle durumlar olur mu bilmem. Bildiğim tek şey, sahip olduklarımızın değerini kaybetmeden bilelim… Biz üç haftadır babamın ‘Babalar Günü’nü kutluyoruz. Nihayet doğru tarihi bulduk. Nedendir bilmem, babalar biraz esgeçilir sanki. Veya geri planda kalmayı seçerler. Yanılabilirim. Şu bir gerçek ki, babam benim kahramanımdır. Yaşayan veya yüreklerde saklanan tüm babalarımızın babalar gününü kutluyorum… Değerlerini bilelim… Sevgiyle… 

Not: Bu yazı webunya.com/dunyanin-en-guzel-duygusu adresinde yer almaktadır.

Bir Yorum Yazın


yedi × 4 =