Üşeniyorum öyleyse varım…
Merhabalar, selamlar, lar lar laaar, ler ler leeerrr…
Bir üşengecin güncesinden sesleniyorum sizlere… Üşengeç olduğumu kabul ettim ve kendime gelmek adına bir adım attım. Günlerdir, aylardır ve de yıllardır bu bloğu faaliyete geçirmek için uğraştım da uğraştım… Yıllar dedim ama abartmıyorum. Gerçekten bu düşünce aklıma düşeli 1,5 – 2 yıl, uygulamaya geçip ilk yazımı ‘deneme’ amacıyla ekleyeli en az 1 yıl olmuştur. Bu yüzden üşengeç olduğumu kabul ettim sonunda. (Eee daha da kabul etmezsem ayıp zaten…)Üşene üşene dağları delmeye niyetliydim ki… Baktım olmuyor. Olmuyor valla, olmayan hesaplarımı yazsam Bağdat’tan döner bu gidişle… Uzun lafın kısası benim fena halde yazasım var. Anlatasım, dökülesim var. Sürekli konuşasım zaten var da… Da işte… Kişinin dikkat eşiği de ilk 40 saniyedir değil mi? Ben de bu düşünceyle, “Nerede hareket orada bereket” cümlesinden de gaz alarak atıldım bu mecraya… Haa evet bir burası kalmıştı karıştırmadığım, dedim ki “Ben niye eksik kalayım?” Değil mi ya?Kambersiz düğün, bensiz yazın dünyası olamaz… Seversiniz sevmezsiniz, okursunuz gıcık olursunuz, sizin bileceğiniz iş.Ben buradayım, her yoruma “eyvallah” der, yazıma ve de yoluma devam ederim.Açılın, ben de varım…